Em G Am Em
Magusa limanı limandır liman aman...
Am Em G Em
Beni öldürende yoktur din iman
Em G Am Em
İskeleden çıktım yan basa basa aman..
Am Em G Em
Magusaya vardım kan kusa kusa
Am Em G Em
Uyan alim uyan uyanmaz oldun
Am Em G Em
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
Em G Am Em
Magusa limanından aldılar beni aman aman
Am Em G Em
Üç mil uzağına attılar beni
Am Em G Em
Uyan alim uyan uyanmaz oldun
Am Em G Em
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
Meyhaneden çıgdım sağ selâmed
Yan tarafıma bagdım kobdu gıyamed
Yan tarafıma bagdım kobdu gıyamed
Uyan Alim uyan
Uyanamaz oldun
Yeni gamalara
Dayanamaz oldun
Meyhaneye girdim üş gonyag işdim
Düşmannarı gördüm gendimden geşdim
Yedi süngü yedim sekizde düşdüm
Uyan Alim uyan
Uyanamaz oldun
Yeni gamalara
Dayanamaz oldun
Meyhaneden çıgdım yan basa basa
Ciyerlerim döküldü gan kusa kusa
Ölümüme sebep oldu Mağusa
Uyan Alim uyan
Uyanamaz oldun
Yeni gamalara
Dayanamaz oldun
Kaynak kişi: Mahmut İslâmoğlu (Emekli öğretmen, müdür)
Kaynak kitap:Mahmut İslâmoğlu, Taner Yılmaz,Kıbrıs Türküleri ve Oyun Havaları, Lefkoşa 1979
Türkünün derlendiği kişi: Limasollu Zehra İbrahim
Türküyü yaratan olayın kahramanı Arap Ali,
Limasol’un Arnavut Mahallesinde oturan zenci Arap Mahmut Efendi ile beyaz ırktan Hatice Hanımın
oğludur.
Arap Ali’nin bir erkek iki de kız kardeşi vardı.
Günümüzde hepsi rahmete kavuşmuştur.
Arap Ali, oldukça mert ve cesur bir Türk gencidir.
O, yemeyi ve içmeyi seven birisiydi.
Olayın geçtiği gün, Mağusa’da gümrükteki işini bitirip biraz eğlenmek amacıyla
bir meyhaneye gider ve içmeye başlar.
İngiliz askerleri de aynı meyhanede içki içerken Arap Ali’ye sataşırlar
ve bu yüzden aralarında kavga çıkar.
Kavga esnasında Arap Ali’nin İngiliz askerlerinden sekiz süngü darbesi aldığı
ağıttan anlaşılmaktadır.
Yere yığılan Ali, hemen orada can vermiştir.
Cenazesi memleketi olan Limasol kentine getirilmiş ve kılınan cenaze namazından sonra
Türk kabristanlığına defnedilmiştir.
Bu genç ve yiğit delikanlının ölümü o yörede öylesine etkili olmuştur ki adına ağıtlar
yakılmış ve bestelenmiştir. Böylece bu “ağıt-türkü”,günümüze kadar gelmiş,
sürekli okunmuş ve söylenmiştir.
Mahmutİslâmoğlu, kendisiyle ile yaptığımız 13 Temmuz 2009 tarihli söyleşide
Arap Ali türküsünün söylemede becerisi bulunan Hüseyin Rızkı Bey’e ait olmasının
kuvvetle muhtemel olduğunu dile getirmiştir.